25 Temmuz 2013 Perşembe

Güzel anılar geliyor hep aklıma...




Erkek: Anne çok üzgünüm
Kadın: Ne oldu oğlum?
Erkek (ağlayarak): Babam bana çok kızdı, ben de "başkası senin oğlun olsun" dedim, kabul etti
Kadın: E  sen 
öyle demişsin, niye üzgünsün o zaman?



Erkek: Babamla paylaştığımız güzel anılar geliyor hep aklıma. Artık onları yaşayamayacağımız ve başka bir çocukla yaşayacağı için bu kadar üzgünüm. Gözyaşlarımı durduramıyorum.
Kadın: Nasıl duracak bu gözyaşları peki?
Erkek: Sen babama söyle, başkasını oğlu yapmasın, biz yine o güzel anıları yaşayalım, lütfen.


(Sonuç: Babayla barışılır, güzel anılar yaşamaya devam edilir)

17 Mayıs 2013 Cuma

En azından parkeye yap...

(Cüce, oyalanırken tuvalete yetişemez ve bizim yatak odasının kapısında altına salıverir)

Erkek: Anne, yanlışlıkla çişimi yaptım
Kadın: Niye tuvalete gitmedin oğlum?
Erkek: Gidiyordum, yetişemedim
Kadın: Kapıya kadar gitmişsin, tuvalete bir şey kalmamış, niye durdun?
Erkek: Aklıma bir şey gelmişti.



Kadın: Peki o zaman, ben de yarın senin odana işerim.

Erkek: (ağlayarak) Ama lütfen, en azından parkeye işe, halıdan geçmez kokusu...

15 Nisan 2013 Pazartesi

Domuz Çıkın Dedi, Tavuk Girin

Erkek: Baba, bugün bir yere gittik. Domuz "çıkın" diyordu, tavuk "girin" diyordu.
Baba: ????

Yer, Universal Stüdyoları, ünlü hayvan kahramanların şovu. Gösterideki domuz sürekli bir tabelayı açıyor, ardından tavuk başka bir tabelayı. 

Cüce sorar:

Erkek: Anne domuzun açtığı tabelada ne yazıyor?
Kadın: Chicken sandwich yazıyor oğlum, yani günün menüsü tavuk sandviçmiş
Erkek: hımmm tamam...

(akşam yorumu, domuz çıkın dedi, tavuk girin) 

21 Mart 2013 Perşembe

Binyüz Suşi...

(Sabah saat 05:00, erkek gözlerini tavana dikmiştir)

Kadın: Oğlum ne düşünüyorsun öyle?
Erkek: Henüz ne düşüneceğimi bulamadım, onu düşünüyorum.
Kadın: E zormuş senin işin de, uyu bari boşver
Erkek: Acaba Amerika'da ne yiyeceğimi mi düşünsem anne?
Kadın: Uyuuuuuuu...
Erkek: Buldum, binyüz tane suşi yiyeceğim
Kadın: Uyuuuuuuuu...


Vücudumu Özlüyorum...

Kadın:  Oğlum, niye kendine sarılıyorsun?
Erkek: Vücudumu özlüyorum da ondan anne.
Kadın: Allah Allah niye ki?
Erkek: Ben okula gidiyorum, o evde kalıyor, evi bekliyor her gün de o yüzden
Kadın: E iyi bari, en azından aklın kalmıyormuş evde
Erkek: Aklımı evde bırakırsam, öğretmenlerin söylediklerini nasıl anlarım?



12 Mart 2013 Salı

İade Ederiz

Erkek: Anne benim kardeşim olsa, ne güzel olurdu değil mi?
Kadın: İleride olur belki oğlum
Erkek: Ama ben erkek kardeş istiyorum.
Kadın: Onu bilemem ki, kız olursa ne yapacağız?


Erkek: İade ederiz
Kadın: Nasıl iade edeceğiz?
Erkek: Hani sen bazen bazı şeyleri iade ediyorsun ya, fişini saklarsın, iade ederiz

(Not: Fiş geçmezse www.anasindan.com'da az kullanılmış, temiz kız çocuğu ilanı vereceğim mecburen)

4 Mart 2013 Pazartesi

Niye telefon taşıyor?

Kadın: Oğlum, ne yapıyorsun telefonumla?
Erkek: Babamı arıyorum. Offfff, "aradığım kişiye ulaşılamıyormuş" Anne, bu kadın nereden biliyor babamı aradığımı?
Kadın: Bilmiyor oğlum, hazır bir ses kaydı o. 
Erkek: Tamam, diğer numarasını arıyorum şimdi. Eeee bunda da aynı şeyi söylüyor.
Kadın: Bırak, sonra ararsın.
Erkek: Açmayacaksa, ne diye telefon taşıyor ki yanında babam? 

3 Mart 2013 Pazar

Ben güzelleştirdim seni...

Erkek: Annecim, sen dünyanın en güzel kadınısın.
Kadın: Canım oğlum benim.
Erkek: Ama biliyor musun, eskiden bu kadar güzel değildin.
Kadın: Ya, peki ne oldu da güzel oldum?

Erkek Ben güzelleştirdim seni.
Kadın: Nasıl oldu o?
Erkek: Bilgisayarımda bir program var, seni oraya yükledim, güzelleştirdim...

27 Şubat 2013 Çarşamba

Beklentilerimi Karşılayamadım...

Erkek: Anne, ben bir daha babaanneme gitmeyeceğim.
Kadın: Neden oğlum?
Erkek: Çünkü beklentilerimi karşılayamadım...
Kadın: Nasıl yani, ne oldu ki?
Erkek: Bana kızdı
Kadın: Ve sen hiçbir şey yapmamıştın, öyle mi?


Erkek: Yapmadım tabii. Apartman kapısını ben açacağım dedim, babaannem anahtarı verdi, ama onu dışarıda unutup asansöre binmişim, kendim 6. kata çıktım. Birileri ona kapıyı açmış, o da bana kızdı. 
(Babaannenin tansiyonu yaklaşık bir haftada normale döndü)

Mummy No...

Erkek: Anne, babamın telefonun tuş kilidi nasıl açılıyor?
Kadın: Baban kızar, telefonuyla oynarsan. Söyleyemem.
Erkek: Oynamayacağım ya, sadece merakımdan soruyorum.
Kadın: Tabi tabi, beni de böyle kandırmıştın sonra gördük olanları.
Erkek: Ne oldu ki?
(Ne olacak? Telefonum cücenin elinde oyuncak oldu, internete giriyor oyun indiriyor. Daha fenası birilerini arıyor ya da gelen aramaları cevaplıyor)

Tarih 6 ay önce, birlikte çalıştıkları bir proje için Belçika Büyükelçisi anneyi arar, anne uyumaktadır, cüce telefonu açar...

Cüce: Hello, how are you? (merhaba nasılsın?)
Büyükelçi: Fine but who are you? (İyiyim de sen kimsin?)
Cüce: Annem uyuyor, sonra arayın. OK?
Büyükelçi: ????
Cüce: İngilizce bilmiyor musunuz?
Büyükelçi: ???
Cüce: OK, mumy no. I'm 3, Water please, Bye (Anne yok, ben 3 yaşındayım, su lütfen, hoşçakal) 
o anda aklına gelen İngilizce kelimeler....
Büyükelçi: .........................

20 Şubat 2013 Çarşamba

Erkek Kısmı Her Yaşta Aynı...

(Cüce, bu sabah öğretmenlerine ve arkadaşlarına göstermek için, anneyle sarılmış fotoğrafını okula götürür) 

Kadın: Ne yaptın oğlum fotoğrafı?
Erkek: Öğretmenime gösterdim ama çok ilgilenmedi
Kadın: Görmemiştir belki, üzülme
Erkek: Üzülmedim, çünkü Alya gördü ve bana "çok tatlı görünüyorsun" dedi
Kadın: Eeee, sen ne dedin?


Erkek: Bir şey demedim, hoşuma gitti, Alya'ya kızgındım aslında ama galiba geçti artık, tekrar sevmeye başladım. Bugün birlikte oynadık hep.

Gözbebeği...

Erkek: Anne, benim göz bebeğim var mı?
Kadın: Tabii var oğlum
Erkek: Peki ne zaman doğacak?
Kadın: Kim, ne zaman doğacak?
Erkek: Gözümün bebeği diyorum, ne zaman doğacak?

19 Şubat 2013 Salı

Sen üzülme diye aldım...

(Bu sabah okul öncesi rutin kavga)

Erkek: Ben atkıyla bereyi istemiyorum, mavi ponponlu olanı takacağım
Kadın: Oğlum bu montla birlikte almadık mı atkıyla bereyi? Sen kendin beğendin.
Erkek: Hayır ben beğenmedim.


Kadın: Yahu, yalan mı söylüyorum? Sen seçtin ya.
Erkek: Hayır sen seçtin, ben de madem çok beğendin, üzülme diye alalım istedim.

Benim rüyama mı dedin?

(Gece saat 2,5)

Erkek: Anne anne uyan

Kadın: Ne oldu oğlum?
Erkek: Niye uykunda "olmaz" diyordun?

Kadın: Ne bileyim oğlum, rüya görüyordum herhalde.
Erkek: Ben de rüyamda Boran'la ve Semuşla (anneanne) sinemaya gidiyordum. Bana mı "olmaz" dedin diye merak ettim. 
Kadın: ????

18 Şubat 2013 Pazartesi

Amerika'ya Giden Yol, Erkeğin Midesinden Geçer

Erkek: Anne Amerika'da simit var mı?
Kadın: Yok oğlum
Erkek: Peki ya lahmacun?
Kadın: Onu da çok bulamayabiliriz
Erkek: Makarna?
Kadın: Bak işte onu bol miktarda buluruz
Erkek: Oh çok şükür, aç kalacağım diye korkmuştum. 


17 Şubat 2013 Pazar

Popom Arka Vücudumda

(Bizim kediye özenip kaloriferin üzerinde gezinen cüce, yere uçar, üzerine düşeceği bir dört bacağı olmadığı için haliyle biraz hırpalanır ve hüngür hüngür ağlamaya başlar. Lakin bu konuşmasına engel değildir. Hem ağlarım hem konuşurum diyaloğu) 

Erkek: Annneeeeeeeee, canım çok acıyor.
Kadın: Neren acıyor oğlum?
Erkek: Ön vücudum acıyor ama arka vücudum acımıyor, orası ağrıyor. 
Kadın: Buz getireyim mi?
Erkek: Anne buz arka vücuduma olabilir çünkü ağrıyor. Ön vücuduma bant gerek, acıyor orası.
Kadın: O zaman ben eczaneden 200 kutu kadar bant alıp geleyim.
Erkek: Anne en çok neye üzülüyorum biliyor musun?
Kadın: Neye oğlum?
Erkek: Keşke yere değil de koltuğun üzerine düşmeyi becerebilseydim, o zaman bir şey olmazdı.
Kadın: Keşke oğlum.                      
Erkek: Peki bu gözyaşlarım nasıl duracak anne?
Kadın: Konuşmayı bırakıp, şuraya biraz otur geçecek birazdan.
Erkek: Off anne ya... Arka vücudum ağrıyor diyorum "otur" diyorsun. Popom da arka vücudumda, unuttun mu? 

10 Şubat 2013 Pazar

Kandırmak ve Yalan Söylemek...

Erkek: Anne ben seni kandırmayı seviyorum.
Kadın: Neden?
Erkek: Çünkü komik oluyor, gülüyorum sana.
Kadın: Sana yalancı çobanın hikayesini tekrar anlatayım o zaman.
Erkek: Hayır çünkü ikisi aynı şey değil.
Kadın: Ne aynı değil?
Erkek: Yani kandırmak ve yalan söylemek, kandırmak komik yalan söylemek değil. 
Kadın: Allah Allah, nasıl oluyormuş o?
Erkek: Mesela ben sana "çikolata getirdim" desem ve sen sevinsen, ama sonra "kandırdım" desem komik oluyor. Ama geçen gün "vazoyu ben kırmadım, Uğur (kedimiz) kırdı" dediğimde yalan oluyor.
Kadın: Demek Uğur kırmamıştı vazoyu.
Erkek: Bak gördün mü? Yalan söylemek kötü, şimdi hiç gülmüyorsun. Anladın mı? 
Kadın: Demek Uğur kırmamıştı vazoyu.
Erkek: E anne, yalancı çobanı anlatıyordun, ne oldu? 
Kadın: Demek Uğur kırmamıştı vazoyu.
Erkek: Babaaaa, anneme bakar mısın, sanırım bir aksilik var. Ben odama gidiyorum.

Evi Terk Ediyorum...

(Montunu, ayakkabısını giyen ve nutellasını alan cüce kapıya dikilir)

Kadın: Oğlum nereye?
Erkek: Evi terk ediyorum.
Kadın: Niye terk ediyorsun?
Erkek: Eski evimize gideceğim, orada yaşayacağım.
Kadın: E peki ben ne yapacağım sensiz?
Erkek: Seni terk etmiyorum ki, evi terk ediyorum. Sen de benimle geliyorsun!

(Netice: şimdilik evi terk etmemeye ikna oldu ama her ihtimale karşı kapı kilitli duruyor) 

4 Şubat 2013 Pazartesi

Maalesef Senin Yüzünden

Erkek: Anne bugün okul var mı?
Kadın: Evet oğlum
Erkek: Çok sevindim, ama bugün gidemeyeceğim galiba
Kadın: Neden?
Erkek: Çünkü belim ağrıyor
Kadın: Allah Allah, niye belin ağrıyor?
Erkek: Maalesef (!) senin yüzünden
Kadın: Benim yüzümden mi?

Erkek: Evet, dün akşam telefonunda oyun oynamama izin vermedin ve ben iyi uyumadım, o yüzden de belim ağrıyor! Maalesef senin yüzünden çok istediğim halde okula gidemeyeceğim bugün.
Kadın: Yuh, her geçen gün aşıyorsun bahane konusunu

1 Şubat 2013 Cuma

Aramızda Sır

(Anne oğul, babanın çikolatasını bir güzel yer. Eve gelen baba kızmış numarası yapar ve sorar "kim yedi benim çikolatamı?" diye)

Erkek: Eyvah yakalandık anne
Kadın: Dur panik yapma, biz yemedik diyeceğiz ya.
Erkek: Biz yemedik baba, bilmiyoruz kim yedi.
Kadın: Evet hayatım biz yemedik. Aramızda sır değil mi oğlum?

Erkek: Of anne ya, "aramızda sır" denir mi? Anlayacak şimdi, "yemedik" demen yeterliydi.

Kadın: Haklısın, anladı. Kaçalım....

31 Ocak 2013 Perşembe

Dondurmalı Sucuk

(sabah saat 6'da merdiveni buzdolabına dayayan cüce, buzluktan dondurma aşırır)

Kadın: Onu yiyemezsin
Erkek: Neden?
Kadın: Çünkü öksürüyorsun


Erkek: Ama babam yemiş gece, kağıdını gördüm mutfakta
Kadın: Baban hasta değil, ayrıca hasta olmasan da yiyemezsin. Daha kahvaltı bile yapmadın.
Erkek: Haklısın annecim, bana kahvaltı hazırlar mısın?
Kadın: Tabii hazırlarım, ne yiyeceksin?
Erkek: Dondurmalı sucuk...

29 Ocak 2013 Salı

Kes Kes, Kızmayacağım

(Kahvaltı sofrası, yaş 3)

Erkek: Annnneeeeeeeeeeeee...
Kadın: Ne oldu oğlum, neden ağlıyorsun?
Erkek: Babam tostumu kesti
Kadın: Ne var bunda? Kolay ye diye yapmıştır
Erkek: Ama ben öyle yemek istemiyorum, lütfen anne lütfen yeni bir tost yapar mısın bana?
Kadın: Tamam ağlama, yapıyorum

(Anne yeni tostu yapar ve masaya getirir)

Erkek: Teşekkür ederim annecim, şimdi lütfen keser misin tostumu?
Baba: Eşşşşşşşooo....

(tam 2 ay sonra, masada yine tost var)

Baba: Keseyim tostunu?
Erkek: Kes kes, merak etme kızmayacağım bu sefer.

Ben kullanayım


Geçen yaz İstanbul yolu... 

Arabada anne, dede, anneanne, cüce, köpeğimiz ve bolca da eşya varken araba bozulur.

İzmit'te tamirci ararken anne ve dede kavga etmeye başlarlar. Nitekim direksiyondaki anne stres halinde araba kullanmaya çalışmakta ve dede de sürekli müdahale etmektedir.

Tartışmanın en sert anında arkadan bir ses yükselir cüceden:


- Kavga etmeyi bırakın, kullanamayacaksanız söyleyin de ben geçeyim direksiyona (yaş 3) 

Yarın Belki...

Kadın: Hadi uyan oğlum, okula geç kalacaksın
Erkek: Anne ben bugün okula gidemem
Kadın: Neden?
Erkek: Hastayım görmüyor musun? Nasıl öksürüyorum
Kadın: Şurup vereyim öksürük için
Erkek: Sadece o kadar değil ki. Öksürünce karnım ağrıyor, karnım ağrıdığı için midem bulanıyor ve yemek yiyemiyorum, sonra da başım dönüyor.
Kadın: Hani seviyordun okulunu?
Erkek: Seviyorum ama bugün gidemeyeceğim, kendimi hiç iyi hissetmiyorum
Kadın: Peki yarın?
Erkek: Yarın bakarız, belki...

27 Ocak 2013 Pazar

Erkek Adam Sözünü Tutar

(Cuma gecesini anneannede, cumartesi gecesini babaannede geçiren firari cüce nihayet bu sabah evine döner)

Kadın: Oğlum seni çok özledik, iki gündür yoksun.

Erkek: Ben de özledim annecim ama kalmak zorundaydım.



Kadın: Neden "zorundaydın" oğlum?

Erkek: Çünkü söz vermiştim onlara sizde kalacağım diye. "Erkek adam" sözünü tutar biliyorsun. 


26 Ocak 2013 Cumartesi

Sonsuzluk kadar...

Erkek: Anne beni ne kadar seviyorsun?
Kadın: Sonsuzluk kadar
Erkek: O ne demek?
Kadın: Yani her zaman, her durumda seviyorum. Sonsuza dek, sen benim hazinemsin.
Erkek: Ben de seni sonsuzluk kadar seviyorum, mesela bana kızdığında da seviyorum. Sen de benim Prensesimsin.

Anne Baba Ne İş Yapar?

Kadın: oğlum sen biliyor musun, annen baban ne iş yapıyor?
Erkek: Biliyorum tabii
Kadın: Harika, söyle o zaman babanın işi ne?
Erkek: Avukat
Kadın: Afferim oğluma, peki anne ne iş yapıyor?
Erkek: Toplantı...
(anne: iletişim danışmanı)

25 Ocak 2013 Cuma

Moguk Prenses

Kasım 2010, yaş 2 + 2 ay 
(o tarihte kaleme almışım bu uzun diyaloğu)

Aşağıda okuyacağınız oğlum tarafından bu akşam uyarlanmış bir çeşit 21. Yüzyıl masalı olup konu, kişi ve diyaloglar tamamen gerçektir.
Erkek: Anne bana Moguk Prenses masalını anlatır mısın?
Kadın: O ne oğlum?
Erkek: Hani var ya 7 tane cüceyle yaşıyor.
Kadın: Ha anladım, Pamuk Prenses’i diyorsun.
Erkek: Evet Moguk Prenses, çok seviyorum ben onu.
Kadın: (iç ses) Ay ne duygusal bir evlat yetiştiriyorum, afferim bana. (dış ses) Peki ne yapacaksın Moguk Prensesle?
Erkek: Evleneceğim, onun Moguk Prensi olacağım.
Kadın: (iç ses) Maşallah oğluma, bu yaşta olgunlaşmış, geçici hevesler peşinde değil, bir kez daha afferim bana. (dış ses) Evlenince ne olacak?
Erkek: Evine gideceğim, ona yardım edeceğim, yemek yapacağım.
Kadın: (iç ses) Kendimle gurur duyuyorum, sevdiği kadına yardım etmeyi düşünüyor, ne kadar güzel yetiştiriyorum ben bu çocuğu ya? (dış ses) Ne yemek yapacaksın?
Erkek: Magagna (makarna) yapacağım, pülav (pilav) yapacağım, Moguk Prenses kötü yemek yapıyor, acı makarna yapıyor.
Kadın: (iç ses) Nasıl kız bu canım, zaten 7 tane cüceyle yaşıyor zilli, yemek yapmayı bile öğrenememiş mi? (dış ses) Peki sen nereden öğrendin yemek yapmayı?
Erkek: Babamdan…
Kadın: (iç ses) Kafası karıştı çocuğun tabii. (dış ses) Oğlum babandan mı öğrendin, yoksa annenden mi?
Erkek: Babamdan öğrendim, annem kötü yemek yapıyor. Moguk Prenses de kötü yemek yapıyor, hep döküyor.
Kadın: (içi dışı bir, hıçkırıkla karışık ses) Hep baban öğretiyor bu lafları sana… Oğlum, annen güzel yemek yapıyor.
Erkek: Kötü yapıyor, babam güzel yapıyor. Annem güzel oyun oynuyor, komik annem. Benim güzel anneeeeem…
Kadın: (iç ses) Bak sen şu cüceye, tam babasının oğlu. Önce kızdırıyor, sonra sevimlilik yapıp gönül alıyor. Ah nasıl yetişiyor bu çocuk böyle, hep babasının yüzünden, hele gelsin eve sorarım ben ona. (dış ses) Tamam oğlum, sen şimdi uyu, yarın gideriz Moguk Prensese.
Erkek: (uykudan önceki sayıklamalar) Ben Moguk Prensese gideceğim, ona magagna yapacağım, pülav yapacağım.

What is your nim?

(yer Paris'te otel lobisi, geçen sene)

Erkek (İngilizce bildiğini gösterme çabasıyla yanında oturan Fransıza döner): What is your nim?

(Fransız anlamaz, anne tercüme eder)



Kadın: He is asking your name (adınızı soruyor)

(Fransız adını söyler ve susar)

Erkek: E sen de bana sorsana "what is your nim?" diye

(Anne yine Fransıza tercüme eder ve Fransız da ona sorar adını)

Erkek: I ate my food (yemeğimi yedim)

(Fransız hepten şaşırır ve anne durumu anlatır, zira bu öğrendiği ikinci cümledir ve aslında Disneyland' da Pamuk Prensese söylemek ve ondan tebrik almak için ezberlemiştir) 

23 Ocak 2013 Çarşamba

Özledim

Kadın: Oğlum, babanı arayalım mı?
Erkek: Neden
Kadın: E kaç gündür burada değil özlemiştir seni
Erkek: Ben de onu özledim
Kadın: Canım benim
Erkek: Sen çok mutlu oluyorsun ben "sizi özledim, sizi seviyorum" deyince değil mi?

Yardım, Sorular, İsyan...

Kadın: Oğlum bana yardım eder misin?
Erkek: Geldim, ne yapacağım?
Kadın: Yüzüğümü koltuğun altına düşürdüm, ben koltuğu kaldıracağım sen de alacaksın, tamam mı?
Erkek: Tamam
Kadın: (neredeyse 40 kiloluk koltuğu kaldırmış bir halde) Buldun mu?
Erkek: Neden düşürdün yüzüğünü?
Kadın: Çünkü parmağımdan çıkarıyordum
Erkek: Ama o senin evlilik yüzüğün, neden çıkarıyordun?
Kadın: Çünkü banyoya girecektim, buldun mu? Tutamıyorum daha fazla
Erkek: Bulamadım, banyoda çıkar mı yüzük?
Kadın: Çıkar oğlum, ya da ben çıkarırım en azından. 
Erkek: Çıkarıp koltuğun altına mı attın?
Kadın: Hayır oğlum yanlışlıkla düştü, (kan ter içinde bir halde) bırakıyorum artık koltuğu, söyle buldun mu?
Erkek: Buldum, koltuğun altında değilmiş, halının üstünde. Boşuna tutuyorsun koltuğu

Üzüntümü gider

(geçen sene yani yaş 3, gecenin bir yarısı)

Erkek: anneeeee, anneeeeeee...
Kadın: geldim oğlum, ne oldu?
Erkek: kötü bir rüya gördüm 
Kadın: geçti annecim, yanındayım 
Erkek: iyi ki geldin, ben de onu istiyordum, lütfen gözyaşlarımı sil ve üzüntümü gider

Ben ne yapacağım?

Tarih: 29 Aralık 2012

Erkek: Anne nereye gidiyoruz?
Kadın: Bu gece otelde kalacağız
Erkek: Neden?
Kadın: Çünkü bugün bizim evlilik yıldönümümüz
Erkek: O ne demek?
Kadın: Yani babanla evlendiğimiz gün, onu kutlayacağız.
Erkek: Peki siz evlenirken ben ne yapacağım tek başıma otelde?

22 Ocak 2013 Salı

Kahverengi, ama nasıl?

(geçen sene, yaş 3) 

Erkek: Ben bunu istemiyorum, kahverengi istiyorum
Kadın: Oğlum bu da kahverengi zaten
Erkek: Hayır, bu kahverengi değil
Kadın: Evet, kahverengi, adı da açık kahverengi
Erkek: O zaman ben "kapalı kahverengi" istiyorum, bunu sevmedim. 

Büyü de tekrar evlen

Erkek: Anne sen biraz daha büyü de yeniden evlen
Kadın: Oğlum ben babanla evliyim zaten, niye başkasıyla evleneyim?
Erkek: Başkasıyla değil ki, babamla evlen.
Kadın: Babanla niye evleniyorum yeniden?
Erkek: Sen büyüyüp onunla tekrar evlenince benim de bir ağabeyim olur belki. 


(Mantık: anne küçükse ona kardeş yapar, büyükse ağabey, sordum öğrendim)

Rahatımı Sana Verdim

Erkek: anne ben bugün hiç rahat değilim
Kadın: neden oğlum?
Erkek: çünkü rahatımı sana verdim
Kadın: niye bana verdin ki rahatını?
Erkek: babam diyor ya "sen rahatını seviyormuşsun" benimkini de verdim mutlu ol diye 
Kadın: canım benim
Erkek: ama vazgeçtim, ben de rahatımı seviyorum, geri verir misin

Alya bana küsmüş

Erkek: Anne Alya bana küsmüş
Kadın: Neden küsmüş oğlum?
Erkek: Bilmiyorum
Kadın: Sormadın mı?
Erkek: Sormadım, zaten gösterdiği evi de beğenmemiştim
Kadın: Hangi evi?
Erkek: Büyüyüp de evlenince oturacağımız evi
Kadın: ?????????