27 Şubat 2013 Çarşamba

Beklentilerimi Karşılayamadım...

Erkek: Anne, ben bir daha babaanneme gitmeyeceğim.
Kadın: Neden oğlum?
Erkek: Çünkü beklentilerimi karşılayamadım...
Kadın: Nasıl yani, ne oldu ki?
Erkek: Bana kızdı
Kadın: Ve sen hiçbir şey yapmamıştın, öyle mi?


Erkek: Yapmadım tabii. Apartman kapısını ben açacağım dedim, babaannem anahtarı verdi, ama onu dışarıda unutup asansöre binmişim, kendim 6. kata çıktım. Birileri ona kapıyı açmış, o da bana kızdı. 
(Babaannenin tansiyonu yaklaşık bir haftada normale döndü)

Mummy No...

Erkek: Anne, babamın telefonun tuş kilidi nasıl açılıyor?
Kadın: Baban kızar, telefonuyla oynarsan. Söyleyemem.
Erkek: Oynamayacağım ya, sadece merakımdan soruyorum.
Kadın: Tabi tabi, beni de böyle kandırmıştın sonra gördük olanları.
Erkek: Ne oldu ki?
(Ne olacak? Telefonum cücenin elinde oyuncak oldu, internete giriyor oyun indiriyor. Daha fenası birilerini arıyor ya da gelen aramaları cevaplıyor)

Tarih 6 ay önce, birlikte çalıştıkları bir proje için Belçika Büyükelçisi anneyi arar, anne uyumaktadır, cüce telefonu açar...

Cüce: Hello, how are you? (merhaba nasılsın?)
Büyükelçi: Fine but who are you? (İyiyim de sen kimsin?)
Cüce: Annem uyuyor, sonra arayın. OK?
Büyükelçi: ????
Cüce: İngilizce bilmiyor musunuz?
Büyükelçi: ???
Cüce: OK, mumy no. I'm 3, Water please, Bye (Anne yok, ben 3 yaşındayım, su lütfen, hoşçakal) 
o anda aklına gelen İngilizce kelimeler....
Büyükelçi: .........................

20 Şubat 2013 Çarşamba

Erkek Kısmı Her Yaşta Aynı...

(Cüce, bu sabah öğretmenlerine ve arkadaşlarına göstermek için, anneyle sarılmış fotoğrafını okula götürür) 

Kadın: Ne yaptın oğlum fotoğrafı?
Erkek: Öğretmenime gösterdim ama çok ilgilenmedi
Kadın: Görmemiştir belki, üzülme
Erkek: Üzülmedim, çünkü Alya gördü ve bana "çok tatlı görünüyorsun" dedi
Kadın: Eeee, sen ne dedin?


Erkek: Bir şey demedim, hoşuma gitti, Alya'ya kızgındım aslında ama galiba geçti artık, tekrar sevmeye başladım. Bugün birlikte oynadık hep.

Gözbebeği...

Erkek: Anne, benim göz bebeğim var mı?
Kadın: Tabii var oğlum
Erkek: Peki ne zaman doğacak?
Kadın: Kim, ne zaman doğacak?
Erkek: Gözümün bebeği diyorum, ne zaman doğacak?

19 Şubat 2013 Salı

Sen üzülme diye aldım...

(Bu sabah okul öncesi rutin kavga)

Erkek: Ben atkıyla bereyi istemiyorum, mavi ponponlu olanı takacağım
Kadın: Oğlum bu montla birlikte almadık mı atkıyla bereyi? Sen kendin beğendin.
Erkek: Hayır ben beğenmedim.


Kadın: Yahu, yalan mı söylüyorum? Sen seçtin ya.
Erkek: Hayır sen seçtin, ben de madem çok beğendin, üzülme diye alalım istedim.

Benim rüyama mı dedin?

(Gece saat 2,5)

Erkek: Anne anne uyan

Kadın: Ne oldu oğlum?
Erkek: Niye uykunda "olmaz" diyordun?

Kadın: Ne bileyim oğlum, rüya görüyordum herhalde.
Erkek: Ben de rüyamda Boran'la ve Semuşla (anneanne) sinemaya gidiyordum. Bana mı "olmaz" dedin diye merak ettim. 
Kadın: ????

18 Şubat 2013 Pazartesi

Amerika'ya Giden Yol, Erkeğin Midesinden Geçer

Erkek: Anne Amerika'da simit var mı?
Kadın: Yok oğlum
Erkek: Peki ya lahmacun?
Kadın: Onu da çok bulamayabiliriz
Erkek: Makarna?
Kadın: Bak işte onu bol miktarda buluruz
Erkek: Oh çok şükür, aç kalacağım diye korkmuştum. 


17 Şubat 2013 Pazar

Popom Arka Vücudumda

(Bizim kediye özenip kaloriferin üzerinde gezinen cüce, yere uçar, üzerine düşeceği bir dört bacağı olmadığı için haliyle biraz hırpalanır ve hüngür hüngür ağlamaya başlar. Lakin bu konuşmasına engel değildir. Hem ağlarım hem konuşurum diyaloğu) 

Erkek: Annneeeeeeeee, canım çok acıyor.
Kadın: Neren acıyor oğlum?
Erkek: Ön vücudum acıyor ama arka vücudum acımıyor, orası ağrıyor. 
Kadın: Buz getireyim mi?
Erkek: Anne buz arka vücuduma olabilir çünkü ağrıyor. Ön vücuduma bant gerek, acıyor orası.
Kadın: O zaman ben eczaneden 200 kutu kadar bant alıp geleyim.
Erkek: Anne en çok neye üzülüyorum biliyor musun?
Kadın: Neye oğlum?
Erkek: Keşke yere değil de koltuğun üzerine düşmeyi becerebilseydim, o zaman bir şey olmazdı.
Kadın: Keşke oğlum.                      
Erkek: Peki bu gözyaşlarım nasıl duracak anne?
Kadın: Konuşmayı bırakıp, şuraya biraz otur geçecek birazdan.
Erkek: Off anne ya... Arka vücudum ağrıyor diyorum "otur" diyorsun. Popom da arka vücudumda, unuttun mu? 

10 Şubat 2013 Pazar

Kandırmak ve Yalan Söylemek...

Erkek: Anne ben seni kandırmayı seviyorum.
Kadın: Neden?
Erkek: Çünkü komik oluyor, gülüyorum sana.
Kadın: Sana yalancı çobanın hikayesini tekrar anlatayım o zaman.
Erkek: Hayır çünkü ikisi aynı şey değil.
Kadın: Ne aynı değil?
Erkek: Yani kandırmak ve yalan söylemek, kandırmak komik yalan söylemek değil. 
Kadın: Allah Allah, nasıl oluyormuş o?
Erkek: Mesela ben sana "çikolata getirdim" desem ve sen sevinsen, ama sonra "kandırdım" desem komik oluyor. Ama geçen gün "vazoyu ben kırmadım, Uğur (kedimiz) kırdı" dediğimde yalan oluyor.
Kadın: Demek Uğur kırmamıştı vazoyu.
Erkek: Bak gördün mü? Yalan söylemek kötü, şimdi hiç gülmüyorsun. Anladın mı? 
Kadın: Demek Uğur kırmamıştı vazoyu.
Erkek: E anne, yalancı çobanı anlatıyordun, ne oldu? 
Kadın: Demek Uğur kırmamıştı vazoyu.
Erkek: Babaaaa, anneme bakar mısın, sanırım bir aksilik var. Ben odama gidiyorum.

Evi Terk Ediyorum...

(Montunu, ayakkabısını giyen ve nutellasını alan cüce kapıya dikilir)

Kadın: Oğlum nereye?
Erkek: Evi terk ediyorum.
Kadın: Niye terk ediyorsun?
Erkek: Eski evimize gideceğim, orada yaşayacağım.
Kadın: E peki ben ne yapacağım sensiz?
Erkek: Seni terk etmiyorum ki, evi terk ediyorum. Sen de benimle geliyorsun!

(Netice: şimdilik evi terk etmemeye ikna oldu ama her ihtimale karşı kapı kilitli duruyor) 

4 Şubat 2013 Pazartesi

Maalesef Senin Yüzünden

Erkek: Anne bugün okul var mı?
Kadın: Evet oğlum
Erkek: Çok sevindim, ama bugün gidemeyeceğim galiba
Kadın: Neden?
Erkek: Çünkü belim ağrıyor
Kadın: Allah Allah, niye belin ağrıyor?
Erkek: Maalesef (!) senin yüzünden
Kadın: Benim yüzümden mi?

Erkek: Evet, dün akşam telefonunda oyun oynamama izin vermedin ve ben iyi uyumadım, o yüzden de belim ağrıyor! Maalesef senin yüzünden çok istediğim halde okula gidemeyeceğim bugün.
Kadın: Yuh, her geçen gün aşıyorsun bahane konusunu

1 Şubat 2013 Cuma

Aramızda Sır

(Anne oğul, babanın çikolatasını bir güzel yer. Eve gelen baba kızmış numarası yapar ve sorar "kim yedi benim çikolatamı?" diye)

Erkek: Eyvah yakalandık anne
Kadın: Dur panik yapma, biz yemedik diyeceğiz ya.
Erkek: Biz yemedik baba, bilmiyoruz kim yedi.
Kadın: Evet hayatım biz yemedik. Aramızda sır değil mi oğlum?

Erkek: Of anne ya, "aramızda sır" denir mi? Anlayacak şimdi, "yemedik" demen yeterliydi.

Kadın: Haklısın, anladı. Kaçalım....